VAR-OLUŞA DAİR
Yorulur ya insan bazen herkesten ve her şeyden. Hatta mevsimlerden, günlerden…
Bir sabah umutla uyanırken, bir sabah “ batsın bu dünya” şarkısını söylerken buluruz
kendimizi.
Hayat ne garip cümlesini sık kurar olmuşsanız şayet; işte orada başlar derin sorgu…
Düşünürüz “hayat ne garip” aldıklarıyla ve verdikleriyle. Aslında tüm meselenin almak ve
vermek olduğunu keşfettiğimizde, hayatın bir alış-veriş olduğunu anlarız. Her şeyin her
duygunun bile. Mesela severiz ve sevmek isterken bile delice aslında sevilmek isteriz. İyi
insan olmaya çalışırız, iyi şeyler yaparız. Yine sevilmek için ya da hayatta bize karşılığında iyi
şeyler versin diye.
Kendimizle olan ilişkimiz bile bir alışveriştir aslında. Kendinize bakar, güzel görünmeye
çalışırsınız. İyi beslenir, uyur sağlıklı beslenir akıl ve vücut sağlığı beklersiniz yine. Ve hayat bir
Alış-veriştir aslında… Sokrates’in dediği gibi belki de tüm mesele bu “olmak ya da olmamak”…
Varoluşu hücrelerinize kadar hissettiğinizde başka bir yerde bulursunuz kendinizi. Havası
başka suyu başka bir yer. Ve tek bir gerçeğe çıkar tüm yollar sadece “SEVMEK” … Beklentisiz,
çıkarsız, koşulsuz sevmek. Tüm egolardan öte bir yerde sadece sevmek sevebilmek. İnsanı,
hayvanları, doğayı, çiçeği hatta böceği…
O vakit başka bir ot biter içinizde ve daha büyük bir gerçeğe belki de yaşamın sırrına ermenin
yolunun buradan geçtiğini anlarsınız. Tüm kör kuyuların sonu, karanlığın aydınlığı, tüm acı
veren duyguların ilacı, saplantılı sevme nöbetlerinin gerçek durağı… İçimizde ki aldatılmışlık
duygusunun ve tüm iyi niyetlerimizin hoyratça kullanılmışlığının acısı. İşte tüm bunların tek
panzehiri var “sadece sevmek” …
İnsani tüm duyguları yaşarız elbet. Kızgınlıklar, isyanlar, nefretimsi öfkeler… Hepsi
kaçamadığımız gerçeğimiz. Fakat önemli olan bilgelerin erdiği o derin gerçeklikteki sevgi
duygusunu, tüm bunların üstüne çıkarabilmek ve yenmek. Neyi ya da kimi sevdiğimizin bir
önemi yok. Sizi bu yüce duyguya ulaştıran her neyse onu bulduğunuzda vazgeçmeyin ve
gerçeğin sırrına erdiğiniz o yerde kalın. İşte orası dünyadaki gerçek mekân ve o an zaman
yanılgısındaki gerçek “an”…
Tüm zaman, mekan ve duygulardan arınılan o yerde buluşmak dileğiyle…
ÇİLEM GÜLER ARSLAN
YORUMLAR
- Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
YORUM EKLE