Bir Yıldız Doğsun mu artık ?
Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk darbesinden itibaren her darbeye fevkalade aklı başında ve bilinçli olarak okudum.
1960 dahil her darbe ülkeyi kararttı ve bir adım geriye götürdü, demokrasi hamlelerini engelledi. Her darbede çeşit ağır hapis ve özellikle de idam gibi insanlık ya da devlet suçu olarak alnımıza yapışan kara lekeler yedik.
Çok ilginçtir ki, darbeler toplumdan çok önemli değerleri alırken, despot askeri yönetim döneminde, 1961 yılında kabul edilen 224 sayılı yasa, sağlık yönetimi ve toplum katılımı açısından son derece ileri bir konumdadır.
Günümüzün yönetim biçimi iki açıdan geçmiş darbelerden çok farklıdır. Birincisi, siyasi kadro batı ile ilişkilerini, ilk dönemlerdeki vitrin hareketine ters olarak, askıya aldığı gibi, adeta İslâm âleminin kurtarıcısı rolüne soyunarak, ülkeyi Ortadoğu’da mezhep çatışmalarına sürüklemektedir.
Rusya ile kur yapılırken, günümüz koşullarında Rusya’nın da oldukça güçlü bir kapitalist devlet olduğu gözden uzak tutulmaktadır. Umalım ki, Ortadoğu hâkimiyeti adına girişilen siyasi manevralar, hatta çatışmalar, ülkemizi zayıflatma adına kargaşaya sokmak için siyasilerimizi gaza getiren emperyalistlerin planı olmasın!
Geçmiş dönemlerle farklı olarak günümüz siyasetinde ortaya çıkan ikinci önemli ve siyaset açısından fevkalade tehlikeli olgu ise, siyaseti ele geçiren kadronun “sivil görünümlü” siyasetçi olması ve her ne pahasına olursa olsun siyasetten gitmemede ısrarlı olmasıdır. Son referandum süreci ve ortaya çıkan durum bu gidişatın çok net göstergesidir. Siyasi kadronun ele geçirilmesi ve Varlık Fonu adı altında mali potansiyele de sahip olunması, AKP kadrosunu hanedanlığa, halkın yüzde elli artı bir oranını da hanedanlığa bağlı tebaa ’ya dönüştürülmesine eştir.
Bugünlerde bazı devletlerin Türkiye’yi bölmeye çalıştıkları dillendiriliyor. Bu müthiş idrak karşısında insanın “günaydın” demesi geliyor.
Ortadoğu üzerinde çok önceleri İngilizler başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin heveslerini gerçekleştirilmeye çalıştıkları tarihi gerçektir.
Günümüzde ise Ortadoğu haritası sayfa sayfa ilan edildi, konferans duvarlarına afiş olarak asıldı. Bunlarda bir yanlış göremiyorum. Zira her devlet amacı doğrultusunda ve olanakları çerçevesinde gizli ya da açık şekilde hedeflerini gerçekleştirmek isteyebilir. Önemli olan, böylesi bir hedefe muhatap olan devletin kendi birliği ve beraberliğini korumasıdır.
Eğer hedef devletin siyasi erki kafasındaki icraatı kimselere danışmadan ve salt yüzde elli artı bir oyla yaşama geçirmeyi aklına koymuşsa, başka hiçbir devletin Türkiye’yi bölme çabasına hacet kalmamış demektir. Eğer bir ülkede eğitim köreltiliyor, sosyal ve kültürel faaliyetler merkezden denetimli olarak yürütülmeye çalışılıyorsa, eğer bir ülkede sadece belirli siyasi yandaşlar kendilerine yaşam alanı bulabiliyorlarsa, Arap Baharı rüzgârı Türkiye’ye ulaşmış ve hasat toplama zamanını bekliyor demektir.
Bir ülkenin bölünmesi ve felaketlere sürüklenmesi çok zor değildir. Hele de, günümüzün küreselleşme koşullarında siyasal sınırların belirsizleştiği ve merkezi cazibenin beyin gücünü çekmesinin önündeki engellerin fevkalade zayıfladığı ortamda çevresel konumlu ülkenin fark edilmez şekilde gün be gün erimesi işten bile değildir.
Ülkeleri güçlendiren ve yükselten geçmişe öykünen cahil hamaseti değil, ileriye yönelen aklıselim bilge sükûnetidir.
Cahil siyasetin basiretli yönetime başat olduğu durumda sonuç hüsran olur!
İşte bu ahval ile Cumhuriyetin kuruluş yıllarından bugüne kadar zaman içerisinde seyrettiğimiz ülkemizin vaziyeti her geçen gün şer'i yönetim şeklini neredeyse yüzde ellileri kapsayan duruma geldiği gözlenmektedir.
Sanki dişe giren kurt gibi (yani çürük gibi), adeta kemirip duruyor. Diş çürüdüğünde çözüm nedir diye hep birlikte çevremizin akilleriyle bir analiz yapalım.
Baştaki anlatımlarım kapsamında, ihtilalleri gördük veya okuduk. Sonuçta özeleştiri yaparak geçmişi bir kez sorgular ve sağlıklı düşünürsek, Taa ki kurtuluş yıllarındaki durumlarımızdan daha fena halde hasta olduğumuz aşinadır.
YENİDEN DİRİLİŞ, YENİDEN DOĞUŞ, KENDİMİZE RESET ATMAMIZ..
Adı ne olursa olsun. Bir Mustafa Kemal, bir yeni yıldız gerekli diye düşünüyorum.
Taktir memleket sevdalısı olan vatansever; kürt, türk, alevi, sunni, laz, çerkez, ahbaza, kara papak, terekeme, o, bu , şu fark etmez herkesindir.
Esen kalın..
YORUMLAR
- Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR
- Nerede o eski bayramlar ?
- Günler geçti, aylar geçti, sıra yıllarda..
- Son Havadis Geliyor
- Türkiye'yi tarikatlar yönetiyor !
- Demirden korkan trene binmesin !
- Piçlik ve kürtaj
- Vefasız Baba !
- Bayram Gelmiş Neyime !!
- Teşkilata Mahsus !
- Dünden bugüne vatan hainleri..
- Kimse var mı orada ?
- Marifet boyda olsaa..
- AKP' yi kapatın artık..!
- Seçimlere yaklaşırken..
- Ölüm her zaman aklımda..
- Büyük Nemrut'u Öldüren Küçük Sinek!
- Mutluluğun sırrı
- Sakala AK düştü, Ölüm aklımda..
- Kendini Gazeteci zanneden dangalaklar !
- Tüm yollar AKP'ye çıkıyor..
- AKP, Reyhanlı ve gerçekler..
- AKP nin evde bekleyen yüzde 50 si !
- Muhalif olmak yasak mı?
- AKP`yi İktidara getiren yabancı istihbaratçılar
- Günler geçti, aylar geçti, sıra yıllarda..
- Emperyalizm neden kapımızdan gitmiyor ?
- TCK'da İşkence suçu..
- Vatanım.. (Türkiye'm)
- İktidarı belirleyen yabancı istihbaratçılar..
- Yükseliş ve Çöküş devri !
- Ne olacak halkın hali ?
- Savaş kızgın, seçmen kırgın..
- Vakitsiz öten horoz..
- MEMLEKETİMİ MALEZYA KASABASINA ÇEVİRDİLER !
- Yaz gazeteci gardaş yaz..
- Gazetecilik zor zanaat..
- Seyhan Soylu diyor ki..
- ACILI GÜNLER GİTSİN ARTIK, YOKSA...
- Entrikalı çember daralıyor..
- Padişahım çok yaşa
- Kimin eli, kimin cebinde ?
- Mutluluğun sırrı ?
- Ecdatsız katliamcılara ve seyredenlere lanet olsun !
- KAOSA DOĞRU, DOĞRU VE ACİL ÇÖZÜM..
- İstanbul - İzmir arası Anadolu Basını...
- 2016’da üçüncü kez seçime !
- Kim Hızır, kim Musa ?
- Seçmenler ve adaylar (Gül dikensiz olmaz!)
- Ehl-i Beyt ve Kerbela
- Hey gidi demedik..
- Vatan haini olmayalım..
- Güçlünün zaafı kibir, zayıfın zaafı gurur..
- Seçimlere yaklaşırken..
- Zalimin zulmü varsa..
- GELEN AĞAM, GİDEN PAŞAM..
- Yine terör, yine katliam!
- Dertsiz Çoban
- Türkiye eyaletlere mi bölünecek
- Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun..
- 'Terörü Lanetliyoruz'
- Aksaray'da acı gerçekler !
- Seçim bitti, hadi buyrun icraata ..
- OLURSA HAMUR SUYU OLMAZSA..
- İPE UNU SEREN BİR ADIM ÖNE ÇIKSIN
- O kedi buraya gelecek!
- Sahte Cuma mesajlarına CEVAP !
- DARBEYE DARBE Mİ !
- Buruk 29 Ekim'in 93. yılı..
- Terörü kınama mesajı
- Geçmem Muhannet Köprüsünden
- ‘Evet’e dair bilinmeyenler!
- Adalet yürüyüşü, demokrasi gereğidir Rahatsız olanalara !
- Kimsör-Kümsür Köyü tarihi Dersim-Nazimiye-Kimsor-Sivas-Kangal-Kümsür
- Nice 94. Yıllara.. 29 Ekim Kutlu Olsun
- Akit muhabirini ve Akit TV'yi KINIYORUZ !
- Geç gelen parayla, Zamansız gelen adaletin..
- 10 Kasım anma mesajı
- Kötü Kokular geliyor ! Dikkat..
- Avcılar ve yeni Başkanı Hançerli
- YSK'nın usulsüz kararını kınıyoruz !
- O YSK Üyelerini nasıl bir son bekliyor?
- Suriyeliler, Aleviler, Kürtler ve tüm ötekiler
- Aleviler Defolsun mu ?
- Deprem, Virüs, Kriz ve Savaşlar ! Ne olacak halimiz
- CHP İstanbul`da kazan kaynıyor..
- Ne Virisü yaa, Emperyal oyun bu !
- ''Allah'sız, kitapsız'' dediler..
- Bu virüs çok şey öğretecek dünyaya
- Esenyurt'a duyarlı Başkan..
- BASIN özgürlüğü mü var? "Özgür basın tutuklu"
- Bu bayramda böyle olsun..
- Ayasofya'da namaz kılıyorsan kime borçlusun ?
- Babalar Günü mesajı
- Şişli'de Komşu Masa EL oldu
- Başkanını CHP'ni atadığı Şişli'yi kim yönetiyor?
- Denizli Valisi, Horozlanma ! Valilik Yap..
- Allah eşeğini kaybettirir..
- Cumhuriyetimizin 97. kuruluş yıldönümü kutlu olsun
- 24 Kasım Öğretmenler Günü mesajı
- Korona'da yaşamı tehdit eden yalanlar
- Dünya Engelliler Günü kutlu olsun..
- Dünya İnsan Hakları günü kutlu olsun
- İşsizlik, sansür, gözaltı ve tutuklamalar
YORUM EKLE